Zor günlerden geçiyoruz.
Bir yanda belirsizlik, bir yanda karamsarlık…
Ama şükürler olsun ki!
Her şeye rağmen asıl olan sağlık…
Sanki işler hiç bitmeyecek, zaman yetmeyecek derken,
Dünyayı bizler kurtaracakmışızcasına koşuştururken,
Bugün evdeyiz birçoğumuz…
Korona salgını aslında hepimize DUR! dedi.
Bizleri durup- düşünmeye, bazı şeyleri sorgulamaya mecbur etti.
Devletimizi yönetenler de bu zorlu sınavla karşı karşıya kaldı. Peki, Onlar ne kadar hazırlıklıydı?
Elbette yapılan olumlu işler vardı.(Neler yapıldığını hepimiz her gün dinliyoruz.)
Ama bir maske dağıtılamadı!
Erteleme değil! Mağdur olan işverenlere Sizlerden 3 ay vergi, sgk primi almıyoruz denilemedi.
Mağdur olan personellere maaşlarınızı 3 ay biz ödüyoruz denilemedi.
Mağdur olan tüm vatandaşlarımızdan 3 ay elektrik, su, doğalgaz, internet, telefon ücreti alınmayacak denilemedi.
Bence devlet vatandaşını 3 ay için idare edebilmeliydi!
Zamanında yapılan onca israf, işte bugünlerde mağdur etti..
Olmadı,para basılabilirdi…
Kısmi çalışma ödeneği, banka kredisi ve ücretsiz izne bir miktar ödeme, öngörülen bazı çözümlerdi.
İşkur aranır, müfettiş raporu beklenir.
Kredi için; yoksa kayıt önce esnaf odasına gidilir, imzalar atılır.
Sonra haydi bankaya virüs korkusuyla kuyruğa…
Esnaf değilsen o da yok…
Ya findeks olumsuzdur ya da güvencen yoktur… O zaman vay haline…
Zaten parası olan krediyi kapar. Düşük faizle alır, vadelide nemalandırır.
Her şey bir yana;
Esnaf, işveren, çalışan zor durumda,
Turizm sektörü, hizmet sektörü zor durumda,
Üretici, çiftçi zor durumda, işini kaybeden, işsiz zor durumda…
Bugünler de geçecek elbet.. Her şey düzelecek..
Salgın bitecek, tedavisi gelecek…
İşte asıl zor sınav o zaman başlayacak…
Ekonomi durdu,
Geçim sıkıntısı hat safhada,
İşsizlik hızla artıyor,
Kur aldı başını gidiyor…
Günü kurtarmak bir yana, yarınlar için bugünden acil ekonomik eylem planları yapılmazsa ,işte o zaman sıkıntı büyük…
Derken,
Öyle ya da böyle bir infaz yasası çıktı. Kimisi sevindi, kimisinin içi yandı…
Silahla suç işleyen serbest,
Kalemi ile suç işlediği iddia edilen ise içerde…
İşte bu vicdanları yaralar…
Şimdi gelelim ilçemize;
1 yıl doldu, görevde…
Ömer beyin pek bir burnu havada..
Hızlı başladı kendince…
Önce Mağdur edebiyatı yaptı,
Neymiş belediyenin borcu varmış…
Sonra Partili eski başkanı suçladı.
Liyakata çok önem verir kendisi…
Eş, dost, akraba, yandaş önce partiye, yönetime,
Sonra belediye, Arya, personel A.Ş’ye işe…
Sözde Herkesi kucaklayacaktı..
Fakat, gel gör ki onuda beceremedi…
Muhalif olabilecekleri önce partiden bertaraf etti, sonra da kendi partililerini hain ilan etti…
Sadece yandaşına, biatçısına kucak açtı…
Sosyal medya trollerini oluşturdu.
Hatta maaşa bağladı. Sıkıysa eleştir, hepsini üzerine saldı…
İşi, gücü şov…
Bayılıyor adını yazmaya kovaya, duvara, dezenfektana…
Hatta dayanışma paketlerine…
Aslında akıllıdır, işini bilir…
Ama hırsı, öfkesi, kini onu bitirir.
Siyasi olgunlukta sınıfta kaldı….
Askeri, polisi, savcıyı pek sever…
Onca partilisi dururken,
En kritik yerleri onlara veya onların eşlerine emanet eder…
Bozdoğan’ı kaybetmiş amcayı,
Başımıza danışman eyler, paralarımız haybeye gider…
Geçmişte taraf olana söver,
Bugün O’nunla el ele..
Biz tarafız der…
Demokrasiden dem vurur,
Gazetecileri susturur.
En ufak bir eleştiriye asla tahammülü yoktur…
Şimdilik benden bu kadar…
Devamı gelecek…
Biz bakalım yolumuza,
Önümüz Ramazan,
Yardımlaşma, dayanışma,
Şu zor günlerde
En çok ihtiyacımız olan…
Her şeye rağmen,
Bugünlerde geçecek ve elbet hayat devam edecek…
Kalın sağlıcakla…
Behçet Alp/Kuşadası 17.04.2020
